Şubat ayında Textile Exchange, moda, giyim ve tekstil sektöründeki şirketlere doğa için bilim temelli hedefler belirleme konusunda rehberlik etmek amacıyla yeni bir kılavuz yayımladı. Bu girişim, markaları ve perakendecileri yalnızca sera gazı emisyonlarına odaklanmak yerine daha bütüncül etki hedefleri belirlemeye teşvik ederek sürdürülebilir hammadde üretimini desteklemeyi amaçlıyor.
Tekstil sektörü, fosil bazlı ve kara bazlı hammaddelere büyük ölçüde bağımlıdır ve bu durum doğal ekosistemleri doğrudan etkiler. Pamuk ve deri gibi lifler, Bilim Temelli Hedefler Ağı (SBTN) tarafından Yüksek Etkili Ürünler olarak sınıflandırılmış olup, endüstri için doğayı ve biyolojik çeşitliliği yeniden canlandırma fırsatı sunmaktadır.
SBTN’nin 2024’te doğa için bilim temelli hedefleri tanıtması, markalara çevresel faktörleri ele almak için yapılandırılmış bir metodoloji sunuyor. Ancak, bu hedeflerin etkili bir şekilde uygulanması için konum bazlı ayrıntılı verilere ve tedarik zincirinde daha fazla şeffaflığa ihtiyaç duyuluyor.
Textile Exchange kılavuzu, bu süreci basitleştirerek markalara SBTN çerçevesinin 3. adımını uygulamaları konusunda pratik adımlar ve temel hususlar sunuyor. Kılavuz, hammadde üretiminde tatlı su ve kara kullanımı gibi kritik alanlara odaklanarak ekolojik ayak izini azaltmaya, biyolojik çeşitliliği korumaya ve doğal sistemlerin yenilenmesini desteklemeye yardımcı oluyor.