Kopenhag’da düzenlenen bu yılki Global Fashion Summit (GFS), “engeller ve köprüler” temasıyla sürdürülebilir moda sektöründe umut ile hayal kırıklığını bir arada ele aldı. Katılımcılar, iklim hedeflerinin gerisinde kalındığını ifade ederken, düzenlemelerden ziyade şirketlerin hareketsizliği ve özellikle AB ile ABD’de çevre politikalarındaki geri adımlar endişe yarattı. Zirve, büyük markalardan çok tedarikçilere ve tekstil işçilerine sahnede yer vererek bu anlamda bir dönüm noktası oldu; Bangladeşli işçi hakları aktivisti Kalpona Akter buna örnek gösterildi. Büyük markaların sürdürülebilirlik konusunda sessiz kalmaları anlamına gelen “greenhushing” eğilimi eleştirildi. AB yetkilileri su yönetiminin çevresel dayanıklılık için hayati önemde olduğunu vurgularken, Kering temsilcisi de suyun sektörde bir öncelik olması gerektiğini savundu. Genç yenilikçilerin oluşturduğu Next Gen Assembly ise sürdürülebilirliğe bütüncül bir bakış açısı sunarak gençlerin sesi olmaya çalıştı. Paul Polman’ın “yönet ya da yönlendiril” çağrısı, markaların daha cesur ve kararlı adımlar atması gerektiğine işaret etti. Zirvede 20’nin üzerinde kapalı oturum düzenlenerek ortak karar alma süreçleri teşvik edildi, ancak bu oturumların sonuçları henüz kamuoyuna açıklanmadı. Genel olarak zirve, sektörün kararlılıkla ilerlemekle temkinli bekleyiş arasında sıkıştığını net biçimde ortaya koydu.





