COP29’dan Öne Çıkan Sonuçlar ve Zorluklar: İklim Finansmanı, Karbon Piyasaları ve Küresel İşbirliği

Key Outcomes and Challenges from COP29 Advancing Climate Finance, Carbon Markets, and Global Cooperation

COP29, 11 Kasım 2024 Pazartesi – 22 Kasım 2024 Cuma tarihlerinde Bakü, Azerbaycan’da düzenlendi. Zirve, küresel iklim eylemi için acil ihtiyaç üzerine odaklandı ve 65.000’den fazla lider, karar alıcı, özel sektör temsilcisi ve sivil toplum üyeleri katıldı. 2024’ün şu ana kadar kaydedilen en sıcak yıl olması bekleniyor ve aşırı hava olaylarının milyarlarca dolarlık zarara yol açmasıyla birlikte, COP29 iklim krizini ele almak için acil ve büyük ölçekli eylemler gerekliliğini vurguladı. Bu yılki zirvede iklim finansmanı ve karbon piyasaları ön plana çıktı ve bu alanlarda fon mobilizasyonu ve etkili piyasa mekanizmalarının oluşturulmasına yönelik ilerlemeler kaydedildi. 

Ana Çıkarım 1: Yeni Küresel İklim Finansmanı Hedefi COP29’un en önemli sonuçlarından biri, yeni bir küresel iklim finansmanı hedefinin belirlenmesiydi. Müzakereciler, her yıl 1,3 trilyon dolar mobilize etmeyi hedefleyen bir anlaşmaya vardılar ve bunun 300 milyar doları, gelişmiş ülkeler tarafından sağlanacak. Bu hedef, önceki 100 milyar dolar hedefine dayansa da, gelişmekte olan ülkeler için, özellikle iklim etkilerine en duyarlı olanlar için, finansman ihtiyaçları göz önüne alındığında yetersiz kalıyor. Vurgulanan nokta, finansal taahhütlerin gerçek, sahada uygulanabilir eylemlere dönüşmesi gerektiği idi ve özel sektör katılımı bu hedeflere ulaşmak için kritik öneme sahip. 

Ana Çıkarım 2: Karbon Piyasası Yapısı (Madde 6) COP29, Paris Anlaşması’nın Madde 6’sında yer alan karbon piyasası mekanizmalarının işletilmesi konusunda önemli ilerlemeler kaydetti. Zirve, ülkelerin karbon kredisi işlemlerini yetkilendirme ve izleme kayıtlarını yönetme yöntemlerini netleştirerek, karbon piyasaları için daha şeffaf ve yapılandırılmış bir çerçeve oluşturdu. Merkezi karbon kredilendirme mekanizması (Madde 6.4), çevreyi ve insan haklarını korumak için zorunlu güvenlik önlemleri içermeye başladı, bunlar arasında Yerel Halkların Bilgilendirilmiş Onayı da bulunuyor. Bu adımlar, küresel emisyon azaltım hedeflerine yardımcı olabilecek işlevsel karbon piyasalarının oluşturulması için kritik önemdedir. 

Ana Çıkarım 3: Hedeflenen ve Yatırım Yapılabilir Ulusal Katkı Beyannameleri (NDC’ler) COP29’un önemli bir odağı, ülkeleri **Ulusal Katkı Beyannameleri (NDC’ler)**ni geliştirmeye ve bunları daha iddialı, yatırım yapılabilir ve eşitlikçi hale getirmeye teşvik etmekti. NDC’leri güncelleme süresi 2025’te sona erdiği için, birçok ülke, Birleşik Krallık ve Brezilya gibi ülkeler daha iddialı emisyon azaltım hedefleri sundular. Amaç, kapsayıcı, güvenilir planlar oluşturarak yalnızca küresel iklim hedeflerini karşılamak değil, aynı zamanda özel sektör yatırımlarını da çekmekti. Bunun için, hükümetlerin bu planları uzun vadeli, istikrarlı politikalara dönüştürmesi ve özel sektörün gözünde güvenilir hale getirmesi gerekiyor. 

Ana Çıkarım 4: Fosil Yakıt Dönüşümü Zorlukları Fosil yakıtlardan geçiş için artan çağrılara rağmen, COP29’da fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması konusunda bağlayıcı bir taahhüt verilmedi. Bu sübvansiyonlar, enerji piyasalarını bozarak daha temiz alternatiflerin benimsenmesini engelleyen en büyük engellerden biridir. Bu sübvansiyonların kaldırılması için açık bir zaman çizelgesi ve mekanizma olmadan, küresel karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmak zor olacaktır. Bu konu, gelecek COP müzakerelerinde özellikle 2025 yılına kadar ele alınmalıdır. 

Ana Çıkarım 5: İklim Finansmanının Ölçeklenmesi ve Özel Sektör Yatırımlarının Çekilmesi Yeni iklim finansmanı hedefi, önceki taahhütlere kıyasla önemli bir artışı temsil etse de, finansmanın ölçeklenmesi ve dağıtılması hala büyük zorluklar yaratmaktadır. Özel sektör sermayesi çekmek, bu finansman hedeflerine ulaşmak için çok önemli olacaktır. Sorun, COP29’ta yapılan finansal taahhütlerin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, gerçek dünya eylemlerine dönüşen bir projeler dizisi yaratıp yaratmayacağıdır. Bu zorluklar ele alınmazsa, COP29’dan elde edilen ivme, COP30’a kadar kaybolabilir. 

Ana Çıkarım 6: İklim Eylemi ile Doğanın Birleştirilmesi COP28’de doğa temelli çözümler, hem iklim değişikliğiyle mücadele hem de adaptasyon için önemli bir araç olarak vurgulanmıştı. Ancak COP29’da, biyoçeşitlilikle iklim eyleminin bağlantısına dair daha az vurgu yapıldı. Doğa temelli çözümler ve biyoçeşitliliğin iklim stratejilerine entegrasyonu, daha az ön planda kaldı, bu da COP30’un bu kritik konuya daha fazla odaklanmasını gerektiriyor. Bu, iklim değişikliğiyle kapsamlı ve entegre bir şekilde mücadele etmek için oldukça önemli olacak. 

Ana Çıkarım 7: Enerji Dönüşümü ve COP28 Enerji Taahhütleri Brezilya ve diğer ülkeler enerji geçişi konusunda ilerlemeye çalışırken, COP29, COP28 enerji taahhütlerinin özellikle 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması hedefi üzerinde önemli bir ilerleme kaydetmedi. Ayrıca, fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması konusunda da açık bir referans bulunmadı. Gelecekteki COP’lar, yenilenebilir enerji projeleri için izin verme sürelerinin kısaltılması, şebeke hazırlığının güçlendirilmesi ve gelişmekte olan ülkelerde projelere finansman sağlanması gibi engellerin ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. 

İlerlemeyen Konular COP29, birçok alanda ilerleme kaydederken, bazı kritik konular hala çözülmemiştir: 

  1. Fosil Yakıt Geçişi: Fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasına dair bağlayıcı bir taahhüt verilmemiştir. 
  1. İklim Finansmanının Ölçeklenmesi: Yeni iklim finansmanı hedefi belirlenmiş olsa da, fonların ölçeklenmesi ve dağıtılmasına dair mekanizmalar hâlâ belirsizdir, özellikle özel sektör sermayesinin çekilmesi konusunda. 
  1. Doğayla İklim Eyleminin Birleştirilmesi: Doğa temelli çözümler ve biyoçeşitlilik ile iklim eyleminin entegrasyonu, önceki yıllara kıyasla daha az öne çıkmıştır, bu nedenle COP30’da bu konuya daha fazla odaklanılması gerekmektedir. 
  1. Enerji Dönüşümü Taahhütleri: Fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması konusunda açık bir referans bulunmamış ve COP28’deki enerji taahhütlerinde sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. 

Geleceğe Bakış 2024 yılı, COP29, COP16 biyoçeşitlilik ve COP16 çölleşme zirvelerinin bir araya gelmesiyle önemli bir dönüm noktası oldu. Ülkeler, COP30 öncesinde NDC’lerini güncelleyerek iklim eylemini güçlendirecek. COP süreci ise, iklim krizini çözme adına gerekli ölçek ve aciliyeti sağlamak için reforme edilmelidir. Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu, COP29’un sonuçlarını eyleme dönüştürmek için özel sektör ve kamu sektörü işbirliği yapabilecek ilk büyük platform olacak. 

COP30, Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenecek ve COP29’un elde edilen ilerlemelerini temel alarak çözülmemiş sorunları ele alacak. Brezilya’nın rolü, iklim hedefleri konusunda tonu belirlemede kilit olacak ve 2025 Şubat ortasında teslim edilmesi gereken bir sonraki NDC’ler, gelecekteki iklim müzakerelerini şekillendirmek açısından çok önemli olacak. 

Subscribe

* indicates required
Preferred Language / Tercih Edilen Dil
Sectors of Interest / İlgilenilen Sektörler