Emre METİN
STRATEGY AND BUSINESS DEVELOPMENT DIRECTOR
Avrupa Birliği Perspektifinden Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) Aracılığıyla İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesinde Uygunluk Değerlendirmesinin Rolü
Giriş
Modern iş yerlerinin çeşitli ve genellikle tehlikeli ortamlarında, Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) çalışanların güvenliği ve sağlığı için çok önemlidir. Ağır endüstriyel ortamlardan laboratuvar ortamlarına kadar, kask, koruyucu eldiven, göz siperi ve iş ayakkabısı gibi KKD’ lerin doğru kullanımı, bireyleri potansiyel risklerden korumak için çok önemlidir. Bu ekipmanın en yüksek güvenlik ve etkinlik standartlarına uymasını sağlamak, sıkı AB yönetmelikleri ve zorunlu uygunluk değerlendirme süreci tarafından yönetilmektedir.
Bu düzenleyici çerçevenin merkezinde, bir ürünün AB güvenlik, sağlık ve çevre koruma standartlarına uygunluğunu gösteren bir mühür olan CE işareti yer almaktadır. Bu işaret sadece bir sembol değil, üreticilerin ürünlerinin bu kritik alanlarda Avrupa pazarının tüm yasal gerekliliklerini karşıladığına dair bir beyandır. Bu sertifikayı elde etme ve sürdürme süreci, KKD’nin tasarlandığı koşullara dayanabilmesini ve beklenen koruma seviyesini sağlayabilmesini sağlayan titiz ve sistematik değerlendirmeleri içerir.
İşletmeler için bu standartlar pazara erişim ve tüketici güveni için çok önemlidir. Kullanıcılar için ise koruyucu donanımın etkin bir şekilde çalışacağına dair güvence sağlayarak işyerinde yaralanma riskini azaltır. Dolayısıyla, AB düzenlemeleri ve uygunluk değerlendirme süreci, iş sağlığı ve güvenliği dinamiklerinde temel bir rol oynamakta ve Avrupa ve ötesinde çalışanları koruma taahhüdünü sürdürmektedir.
KKD Yönetmeliğinin Arka Planı
Avrupa Birliği’nde Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) için düzenleyici ortam, AB Yönetmeliği (AB) 2016/425’te kapsamlı bir şekilde özetlenmiştir. Bu yönetmelik, 21 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe girerek eski 89/686/EEC sayılı Direktifin yerini almış, kullanıcı güvenliğini artırmaya ve tüm üye ülkelerde KKD gerekliliklerini standartlaştırmaya yönelik önemli bir değişime işaret etmiştir. Yönetmelik, AB içinde satılan tüm KKD’lerin sıkı güvenlik ve sağlık standartlarına uymasını sağlayarak, işyeri güvenliğinin çeşitli ve çoğu zaman titiz taleplerini karşılamak üzere tasarlanmıştır.
AB Yönetmeliği (EU) 2016/425 KKD’leri, yüzeysel hasara karşı koruma sağlayan bahçe eldivenleri gibi minimal risklerden, ölümcül tehlikeye veya geri dönüşü olmayan zararlara karşı koruma sağlayan düşmeyi durdurma sistemleri veya solunum koruyucu cihazlar gibi karmaşık risklere karşı koruma sağladıkları risk düzeyine göre üç farklı gruba ayırmaktadır. Bu sınıflandırma, her bir KKD türünün piyasa dağıtımı için güvenli kabul edilmeden önce geçmesi gereken gerekli uygunluk değerlendirme prosedürlerinin netleştirilmesine yardımcı olur.
Bu yönetmeliğin kilit yönlerinden biri, ürünlerin piyasaya sürülmeden önce uygunluğunu değerlendirmek üzere AB ülkeleri tarafından belirlenen Onaylanmış Kuruluşların zorunlu katılımıdır. Bu kuruluşlar, KKD’nin tasarım, üretim ve işlevsel yetenekler gibi hususlara odaklanarak ilgili tüm AB gerekliliklerini karşıladığını doğrulamaktan sorumludur. Yönetmelik ayrıca KKD’nin izlenebilirliğini vurgulamakta ve tüm ürünlerin üretim ve dağıtım zincirleri açısından izlenmesini kolaylaştırmak için açıkça işaretlenmesini zorunlu kılmaktadır.
Uygunluk için yüksek standartlar belirleyerek ve titiz değerlendirme süreçleri sağlayarak, AB Yönetmeliği (EU) 2016/425 sadece kullanıcıların sağlık ve güvenliğini korumayı değil, aynı zamanda ürünlerin hem etkili hem de güvenilir olmasını sağlayarak KKD pazarında güveni artırmayı amaçlamaktadır. Bu, çeşitli sektörlerde daha güvenli bir çalışma ortamının teşvik edilmesi ve Avrupa çapında milyonlarca çalışanın refahının artırılması açısından çok önemlidir.
Avrupa Birliği için Uygunluk Değerlendirmesine Detaylı Bakış
Uygunluk değerlendirmesi, Kişisel Koruyucu Donanımın (KKD) belirlenmiş AB yönetmeliklerine uygunluğunu sağlamak için gereken sistematik bir süreçtir. Bu çok yönlü süreç, KKD’nin hem tasarım hem de üretim kalitesini doğrulayarak mesleki tehlikelere karşı gerekli koruma seviyesini sağlamasını temin eder. KKD için uygunluk değerlendirmesi, her biri ekipmanın güvenlik standartlarını titizlikle test etmek ve doğrulamak için tasarlanmış birkaç kritik adım ve modül içerir.
Kişisel Koruyucu Ekipman (KKE) için gerekli olan uygunluk değerlendirmesi seviyesi, potansiyel risk ve uygun olmayan KKE’nin neden olabileceği zararın ciddiyeti ile bağlantılıdır.
AB Yönetmeliği (EU) 2016/425 KKD’yi üç risk kategorisine ayırmaktadır:
Kategori I, Kategori-I’e dahil olan kişisel koruyucu donanımların belgelendirilmesi, Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinde belirtildiği şekilde, üreticinin sorumluluğu alarak, AT uygunluk beyanı düzenlemesi esasına göre yapılır.
Kategori II, Kategori-II’ye dahil olan kişisel koruyucu donanımların belgelendirilmesi, Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinde belirtildiği şekilde, onaylanmış kuruluş tarafından model kişisel koruyucu donanım için AT tip inceleme belgesi düzenlendikten sonra, üretici tarafından AT uygunluk beyanı düzenlenmesi esasına göre yapılır.
Kategori III, Kategori-III’e dahil olan kişisel koruyucu donanımların belgelendirilmesi, Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliğinin 11 inci maddesinde belirtildiği şekilde, onaylanmış kuruluş tarafından model kişisel koruyucu donanım için AT tip inceleme belgesinin düzenlenmesini takiben, AT tip incelemesini yapan veya üretici tarafından seçilen farklı bir onaylanmış kuruluşun aynı Yönetmeliğin altıncı veya yedinci bölümlerinden birine uygun olarak üretilen kişisel koruyucu donanımların ya da üretim sisteminin kalite kontrolü süreçlerinin uygulanmasının ardından, üreticinin AT uygunluk beyanı düzenlemesi esasına göre yapılır.
Teknik Dokümantasyon: Süreç, üreticilerin KKD’nin tasarımını, malzemelerini, kullanım amacını ve güvenlik özelliklerini özetleyen kapsamlı belgeler sağlamasıyla başlar. Bu dokümantasyon sonraki tüm değerlendirmelerin temelini oluşturur ve sağlık ve güvenlik standartlarına uygunluğu sağlamak için kullanılan yöntemleri detaylandırmalıdır.
AB Tip İncelemesi (Modül B): Bu, bir Onaylanmış Kuruluşun KKD’nin teknik belgelerini ve numunelerini incelediği uygunluk değerlendirme sürecinin temel bir bileşenidir. İnceleme, tasarımın yasal gereklilikleri karşıladığını ve kullanıcıları amaçlandığı gibi koruyabildiğini doğrulamayı amaçlamaktadır. KKD bu değerlendirmeyi geçerse, Onaylanmış Kuruluş ürünün tasarımını doğrulayan bir AB Tip İnceleme Sertifikası düzenler.
Tipe Uygunluk (Modül C): Tip incelemesini takiben, üreticiler üretim sırasında sürekli uygunluğu sağlamalıdır. Bu modül KKD’nin sürekli olarak onaylanan tipe uygun olmasını ve gerekli güvenlik standartlarını karşılamasını gerektirir. Üreticiler kendi iç üretim kontrol önlemlerinden sorumludur, ancak bunlar Onaylanmış Kuruluşlar tarafından denetime tabi tutulabilir ve sürekli uygunluk sağlanabilir.
Üretim Kalite Güvencesi (Modül D): Daha yüksek riskli KKD kategorileri için daha titiz bir modül uygulanabilir. Modül D, Onaylanmış Kuruluşun habersiz fabrika denetimleri ve ürün testleri de dahil olmak üzere üretim sürecinin düzenli gözetimini içerir. Bu sürekli gözetim, üretim sürecinin tip incelemesi sırasında onaylanan spesifikasyonlara sıkı bir şekilde uygun kalmasını sağlar.
Uygunluk Beyanı ve CE İşareti: Başarılı bir uygunluk değerlendirmesinden sonra, üreticiler bir Uygunluk Beyanı yayınlamalıdır. Bu beyan, KKD’nin tüm AB güvenlik standartlarını ve yönetmeliklerini karşıladığını teyit eder. Bunu takiben, uyumluluğun görünür bir sembolü olan CE işareti KKD’ye veya ambalajına yapıştırılır. Bu işaret, kullanıcıları ve yetkilileri KKD’ nin Avrupa Pazarında satılmak üzere onaylandığı ve gerekli güvenlik standartlarını karşıladığı konusunda bilgilendirdiği için çok önemlidir.
Analitik İnceleme ve Güncellemeler: Uygunluk değerlendirmesi tek seferlik bir süreç olmayıp yeni güvenlik verilerine, teknolojik ilerlemelere veya standartlardaki değişikliklere dayalı olarak sürekli inceleme ve güncelleme gerektirir. Onaylanmış Kuruluşlar, güvenliğin asla tehlikeye atılmamasını sağlamak için KKD’nin uygunluğunu yeniden değerlendirerek ve yeniden doğrulayarak bu devam eden süreçte kritik bir rol oynar.
Bu titiz modüller ve analitik incelemeler sayesinde, uygunluk değerlendirme süreci KKD yönetmeliğinin bel kemiği olarak hizmet eder ve AB’de kullanılan her ekipman parçasının yalnızca kapsamlı güvenlik standartlarını karşılamasını değil, aynı zamanda yaşam döngüsü boyunca bunu yapmaya devam etmesini sağlar. Bu ayrıntılı inceleme, milyonlarca çalışanın sağlık ve güvenliğinin korunmasına yardımcı olur ve onlara koruyucu donanımlarının mesleki tehlikeler karşısında etkili bir şekilde performans göstereceğine dair güven sağlar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Bağlantısı
Kişisel Koruyucu Ekipman (KKE) bağlamında uygunluk değerlendirmesinin rolü, çeşitli sektörlerde İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) standartlarının ilerletilmesi için çok önemlidir. Bu süreç, KKD’nin yalnızca belirli tasarım ve üretim standartlarını karşılamasını değil, aynı zamanda çalışanları mesleki tehlikelerden korumada etkili bir performans göstermesini de sağlar. Bu değerlendirmelerin işyeri güvenliği üzerindeki doğrudan etkisi önemli ve çok yönlü olup, AB yönetmelikleri tarafından belirlenen ve KKD üzerindeki CE işareti ile sembolize edilen titiz standartlarla desteklenmektedir.
Güvenilirlik ve Güvenliğin Sağlanması: Uygunluk değerlendirmelerinin birincil amacı, KKD’nin gerçek dünya koşulları altında amacına uygun olarak çalıştığını doğrulamaktır. Bu, KKD’nin potansiyel risklere karşı test edilmesini ve kimyasal maruziyet, elektrik tehlikeleri veya mekanik darbeler gibi korumak için tasarlandığı belirli tehlikelere dayanabilmesini sağlamayı içerir. KKD üreticileri, AB standartlarına uyarak ve CE işareti alarak ürünlerinin gerekli koruma seviyelerini sağladığını teyit eder ve böylece kullanıcıların güvenliğine ve refahına doğrudan katkıda bulunur.
Çalışanlar Arasında Güven Oluşturma: CE işaretli KKD ile donatılmış işçiler, ekipmanlarının en yüksek güvenlik standartlarına uygun olduğu konusunda güvenceye sahiptir. Bu güven, çalışanların morali ve üretkenliği için çok önemlidir, çünkü bireyler kendilerini güvende hissettiklerinde görevlerini etkili bir şekilde yerine getirme olasılıkları daha yüksektir. Ayrıca, çalışanlar kullandıkları ekipmanın etkili ve güvenilir olduğunun kanıtlandığını anladıklarından, bu güven güvenlik protokollerine uyumu da kapsar.
Yasal ve Uyumluluk Çerçeveleri: AB düzenlemeleri, Birlik içinde satılan tüm KKD’lerin uygunluk değerlendirmesinden geçmesini ve CE işareti taşımasını gerektirmektedir. Bu yasal çerçeve, tüm üye devletlerde güvenlik konusunda standart bir yaklaşım sağlayarak işletmeler için eşit bir oyun alanını teşvik eder ve faaliyet gösterdikleri üye devletten bağımsız olarak tüm çalışanların eşit koruma almasını sağlar. Bu yönetmeliklerin zorunlu kıldığı uyum, işyeri kazalarının önlenmesine ve meslek hastalıklarının görülme sıklığının azaltılmasına yardımcı olur.
Güvenlik Standartlarında Sürekli İyileştirme: Uygunluk değerlendirme süreci statik değildir; teknolojik ilerlemelere, işyeri uygulamalarındaki değişikliklere ve ortaya çıkan güvenlik verilerine yanıt olarak gelişir. Bu dinamik yaklaşım, KKD geliştirme ve performansında sürekli iyileştirmeye yardımcı olur. Çalışanları korumaya yönelik standartların en son bilimsel araştırmalar ve endüstriyel yeniliklerle uyumlu olmasını sağlar, böylece zaman içinde genel işyeri güvenliğini artırır.
Mesleki Tehlike ve Olaylarda Azalma: Sonuç olarak, uygunluk değerlendirmesinde yer alan titiz test ve belgelendirme süreci, işyeri yaralanmaları ve ölümlerinde somut bir azalmaya yol açar. Sıkı AB standartlarına bağlılık, KKD arızası riskini en aza indirir ve bu da kaza olasılığını azaltır. Bu koruyucu etki, KKD kalitesinin güvenlik olaylarının sonucunu doğrudan etkileyebildiği inşaat, imalat ve kimyasal işleme gibi yüksek riskli sektörlerde çok önemlidir.
Özetle, uygunluk değerlendirmesi, AB yönetmelikleri, CE işareti ve iş sağlığı ve güvenliği arasındaki bağlantı, Avrupa’nın çeşitli iş yerlerinde kullanılan koruyucu ekipmanların tek tip güvenlik standartlarını karşılamasını ve böylece milyonlarca çalışanın sağlık ve güvenliğinin korunmasını sağlar. Uygunluk değerlendirmesi, iş güvenliğinin temel taşı olarak hareket eder ve piyasaya ulaşan her KKD parçasına güvenilirlik ve güven katar.
Uygunsuzluğun Etkisi
Kişisel Koruyucu Ekipmanların (KKE) üretimi ve belgelendirilmesinde uygunsuzluğun etkileri derin ve çok yönlüdür. KKD’nin belirlenmiş AB standartlarını karşılayamaması ve gerekli CE işaretini taşımaması durumunda, riskler yalnızca düzenleyici olmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanların güvenliğini ve sağlığını doğrudan etkiler. Uyumlu olmayan KKD, koruması gereken koşullar altında başarısız olabilir ve önlenebilecek yaralanmalara veya ölümlere yol açabilir. Yasal açıdan bakıldığında, işletmeler ağır para cezaları, potansiyel davalar ve itibarın zedelenmesi gibi ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sonuçlar, her ekipman parçasının AB yönetmelikleri tarafından belirlenen katı gereklilikleri karşılamasını sağlayan uygunluk değerlendirmelerine bağlılığın hayati öneminin altını çizmektedir.
Uluslararası Perspektifler ve En İyi Uygulamalar
Küresel olarak, KKD standartlarına ve uygunluğuna yaklaşım farklılık göstermektedir, ancak çalışanların korunmasına yönelik temel ilke tutarlıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (OSHA), KKD’nin AB uygulamalarına benzer şekilde titiz testler ve sertifikasyon ile belirli güvenlik standartlarını karşılamasını zorunlu kılmaktadır. Asya’da, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler, KKD’nin kalite güvencesini ve güvenlik etkinliğini vurgulayan düzenleyici çerçevelere sahiptir. Bu bölgelerdeki en iyi uygulamalar arasında teknolojik gelişmelere dayalı olarak güvenlik standartlarının düzenli olarak güncellenmesi, KKD’nin doğru kullanımı konusunda çalışanlara yönelik titiz eğitim programları ve düzenleyici çerçevelerin şekillendirilmesinde sektör paydaşlarının aktif katılımı yer almaktadır. Bu uygulamalar, koruyucu donanımın yalnızca mevcut güvenlik düzenlemelerine uygun olmasını değil, aynı zamanda işyerindeki yeni zorluklara ve tehlikelere de uyum sağlamasını temin etmektedir.
Sonuç
İş sağlığı bağlamında, Kişisel Koruyucu Ekipman uygunluk değerlendirmesi vazgeçilemezdir. KKD’nin en yüksek güvenlik ve etkinlik standartlarını karşılamasını sağlayan, çalışanları bilinen ve öngörülemeyen işyeri tehlikelerinden koruyan kritik bir bileşendir. Süreç, yürürlükteki güvenlik mekanizmalarına olan güveni pekiştirir, uluslararası güvenlik standartlarına uyumu artırır ve sektörler genelinde bir güvenlik kültürünü destekler. Geleceğe baktığımızda, uygunluk değerlendirmelerinin sürekli gelişimi ve yeni güvenlik verileri ve teknolojisine adaptasyon, iş sağlığı ve güvenliğini küresel olarak ilerletmenin anahtarı olmaya devam edecektir. Sıkı uyumluluğu sürdürerek ve en iyi uygulamaları benimseyerek, çalışanların güvenliği etkin bir şekilde korunabilir ve yalnızca mevzuata uygunluğu teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda işyeri güvenliğine yönelik proaktif bir yaklaşımı da teşvik eder.